Datca
Tanrılar sevdiği kullarını Datça ya gönderir demiş bir Yunanlı bir filozof. Öyle yeşil, öyle doğal ve cömertki, güneşe, doğaya ve yaşadığınız her ana daha fazla şükranla doluyorsunuz. Yeşilin ve mavinin her tonu ile bezenmiş Datça da denize dökülen fıstık çamları, bademler, okaliptüsler, harnuplar, zeytinler, meşe, mersin ağaçları, dutlar, incirler, bağlar, turunçgiller, bahçeler, çeşit çeşit şifalı bitkiler, otlar ve baharatlar ile sarıp sarmalanıyorsunuz. İster deniz kenarında olun, ister orman içlerinde doğa yürüyüşlerinde, doğanın cömertliğinin yansıması kokulara, renklere, seslere ve manzaralara doyamıyor insan.
Koyları sağlı sollu saran tepelerden fışkıran ağaçlar denize dökülürken, arasındaki büklerde yüzmek, manzaraları seyretmek, yürümek, bostanlardan gelen tazecik mahsülleri yemek, ılgın ağaçları altında uyumak, ve saati unutarak güneş zamanına uyumlanmak, doğanızla buluşmak, çocukluğunuza dönmek size kalan tek şey Datça’da.
Datça, Türkiye’nin Ege Bölgesi’ndeki Muğla iline bağlı 13 ilçeden biridir. Adını aldığı Datça Yarımadası’nın üzerinde bulunur. Datça’da Cumalı, Emecik, Hızırşah, Karaköy, Kızlan, Mesudiye, Sındı, Yakaköy, Yazıköy olmak üzere 9 kasaba bulunur. Mesudiye deniz kenarında bulunması sebebiyle en bilinenidir. Mesudiye’deki Palamutbükü Koyu ve plajı tatilcilerin en gözde yeridir. Datça son yıllarda başta Alman, İngiliz ve Ruslar olmak üzere birçok yabancı turistin arsa ve yazlık ev satın almasıyla gündeme gelmektedir. 253 km’lik sahil şeridine ve 52 koya sahip olan Datça; Ege ve Akdeniz sularının kesişme noktasında bulunur. Datça’nın en önemli sahil şeritlerinden biri Gebekum Kumulu’dır. Binlerce yıl içinde Gebekum’da deniz hareketleri ile oluşan bir çeşit mikroorganizma sahildeki kumları yiyerek yeni kumlar meydana getirmiştir. Günümüzde koruma altında olan bu kumulda 85 bitki çeşidi ve 19 kuş türü bir arada yaşar.